Ennead’dan gelen Dokuzlular da denilen kozmolojik çalışma prensipleri; insanın döngüsel olarak devam eden izlenimlerin doğru merkezlere düşürülmesini gözleyen çalışma beninin yolunu tarif eder. İçsel dur teknikleri için hazır materyaller üretir. Kollektif şuurdan çekilen ortak deneyimlere seslenir. Kaynağı kadim uyanış okullarında bulunan, Gurdjieff’in ise Sarmoung kardeşliğinde karşılaştığı kozmolojik bir çizimden alıyor. Esas olarak Üç ve Yedi yasası ve oktavlara dayanan döngüsel kişilik tipolojilerinin fark edilmesi ile devam eden çalışma anlayış ve fikrinin geliştirilmesidir.

Gurdjieff’in 4. Yol öğretisinde, “kendini bilmek” çalışmalarında Enegram, kendimizi hatırlamadığımız anların matematiksel grafiğidir desek abartmış olmayız. Enegram bir çemberin 9 eşit noktaya bölünmesi ardından “Bir’i Yediye” böldüğünüzde çıkan sayıların yani 1-4-2-8-5-7’nin birbirini takip ettiği hareketin bir grafik yansımasıdır ve açıkta kalan 3, 6 ve 9 noktalarını birleştirdiğinizde ise bir üçgen çıkar. Üçgen, maddenin idrakle ilgili şu anda bize verdiği en sıkı geometrik form. Bir çemberin içine yerleştirilmiş gibi görünen bu grafik günümüzde en yaygın olarak, karakter tipolojilerini belirlemek için kullanılır. Öte yandan içinde kozmik sırları da barındıran çok derin anlamları vardır.

Temel olarak, günlük yaşam içerisinde bu dokuz nokta ya da tip arasında gidip geliyoruz. Nasıl mı, kendimizi hatırlamadığımız her an, sıra ile enegram tipolojilerinden birine geçiş yapıyoruz. Oysa bizim start aldığımız bir nokta var, oraya geri dönmeye ve bir üst algıya sıçrayarak bu döngüden kurtulmaya çalışıyoruz. Her şey başladığı Bir’e geri dönmek istiyor. Peki bunu yapabiliyor muyuz, hayır. Neden peki, çünkü Bir’den tezahür etmiş olan, hatırlama gerçekleşmediğinden, bölüne bölüne çoğalmaya devam ettiği için…

Peki bu bir çaresizlik midir? Hayır asla değildir. Enegram kendi içinde çözümlerini de sunar. Bir kısır döngünün içine hapsolmuşuz izlenimi verse de doğru noktalarda verilen şoklar, insanı uyanışa götüren anahtarlardır. Temel olarak Gurdjieff’in “çalışma” olarak tanımladığı 4. Yol metodolojisinde tamamanen bunun uygulamaları yapılır. Bu uygulamalar, sıkı bir grup çalışmasını ve yolu bilen bir rehberin liderliğini gerektirir.

Çalışmanın farkına varmak ve 7’li oktav başladı bile. “Çalışma” fikriyle tanışan öğrenci, önce çalışmanın tadını alır, Gurdjieff buna “içsel tat” diyor. Bu ezoterik bilgiyle tanışmanın verdiği bir çeşit heyacandır, bunu gerçekten de içinizde hissedersiniz. Zamanla “çalışmanın” egzersizlerini üzerinizde uyguladıkça, bu güne kadar kendinizde fark etmediğiniz bambaşka gözlemler yapmaya başlarsınız. Bu öyle çekici bir hale gelir ki büyük bir tutkuyla kendinizi gözlemlemeye, bu güne kadar fark etmediğiniz hallerinize, tavır ve tutumlarınıza tanık olmaya başlarsınız. Bu davranış kalıpları aslında uzunca yıllardır zaten sizinledir ama onları daha önce hiç “çalışmanın gözünden” görmediğiniz için çok şaşırtıcı görünürler ve daha çoğunu öğrenmek istersiniz. Bu Enegrem’da RE notası olarak adlandırılır, yani çalışmaya değer vermek. Derken gözlemleriniz yavaşlamaya başlar çünkü görmeye ve hoşlanmadığınız hallerinizle karşılaşmaya devam edersiniz. Çalışmada bunlar benlikler olarak adlandırılır. İşin kötüsü kendinizde bazı şeyleri değiştirebiliyorken, bazılarına söz geçiremediğinizi fark edersiniz. Bu kritik bir noktadır. Kimi öğrenciler ötesini fazla da merak etmezler ya da oldukları halin onlar için yeterli olduğuna ve daha fazlasını öğrenmeye gerek
olmadığına karar verirler, bu kişilerin çoğu çalışmaya devam edemezler. İşte tam da burası Enegramın, Mİ notasıdır yani kişisel zorluklar. Hani yazının başında bir üçgenden bahsetmiştim hatırlıyor musunuz? İşte tam da o üçgene temas etmek üzere olduğumuz yerdeyiz, yani 3 noktasında. İşte burada, çalışmaya devam etmek için gereken şey, kişisel zorlukların üzerinden
gelmeye kararlı bir tutum ve bu konuda ortaya koyulan irade noktası yani birinci ŞOK. Çalışmada buna “1. Şok: hava şoku” denir ve aslında doğduğumuz zaman aldığımız hava ile temsil edilir. 3.6.9 noktaları bizim bu üçgenin kaderinin dışına çıkma ihtimalimizdir. Simetrik yapının, geometrinin, matematiğin, rakamların dışına çıkış kapımız. 3.6.9 noktalarındaki şok denilen kendini hatırlama anlarını ve düşünceyi değiştirme anlarını doğru yaptığımız zaman… Gurdjieff bize bunu anlatmaya çalışıyor. Neden çünkü mekanik, uykudaki hallerimizin bundan ötesini anlayamayacağının ötesinde bir düşünce dönüşümü şekli gerekiyor. Yani tüm bu kavramları daha farklı anlamak gerekiyor.

Enegram dediğimizde, bir kağıdın üzerine çizimi yapılabilen, bir kaç nokta ve bir iki geometrik şeklin bir araya gelmiş şeklini görüyor olmak sizi yanıltmasın. Kozmik sırların da içinde saklı olduğunu söylemiştik.. Bütün kozmik öğretinin kendisi olan enerjinin, anda olmakla ilgili izlenimleri, bir kürenin içinde düşünelim. Enerji kürenin içine geliyor, hızla noktaları dolaşıyor, tekrar bire döndüğünde yani Si’den Do’ya döndüğünde niçin başladığını hatırlamıyor. İşte içinde kaybolduğumuz gerçeklik budur.

Belki kafanız karışmaya başladı, sadece şu kadarını söylememe izin verin, enegram aslında küresel bir yapı içinde hareket eden, kozmik yasaların tekrarından oluşan ve şaşmaz bir kesinlikle doğanın akışına işaret eden bir sistemdir. Sadece bizim algı sistemimizin müsade ettiği zaman ve mekanla sınırlı değildir. Bu anlamda enegramı, ancak çalışmada derinleştikçe farklı boyutlarıya kendini açan bir hakikat olarak görebiliriz.

Enegram değerlendirilirken, ilk olarak çemberin dışındaki harekete bakılır. Bu saat yönündedir ve noktalar birbirini düzenli bir şekilde takip eder. Aynı zamanda üçgen dışında kalan her nokta bir nota ile de ifade edilir. Demin bahsetmiştik ya Mi, çalışmadaki ifadesiyle kişisel zorluklar, aşılmadan bir sonraki notaya geçilemez. İşte burası tam da çalışmanın size yardım ettiği noktadır. Mİ ile FA arasınada bir boşluk vardır ve bu aralık yardımsız geçilemez. Öğrenci kendini bu yardımı almak konusunda açık tutarsa ihtiyacı olan şey ona sağlanacaktır…

Bütün enegramın sırlarına değinmek bu makalenin haddini çok aşar. Burada amaç sadece genel anlamda enegramın yapısı hakkında bir fikir paylaşımı yapabilmektir. Dolayısı ile konunun devamını Yüksek Şuur Akademi’nin ehil öğretmenlerine bırakarak, enegram üzerindeki bir diğer harekete yönümüzü çevirelim. Dedik ya ilk yorum çemberin dışındadır diye, ikincisi ise içinde gerçekleşir ve 1-4-2-8-5-7 sırasını takip ederek hareket eder. Kendimizi hatırlamadığımız her an enegramdaki tipolojilerden birinin tutsağı olmuşuzdur ve bu bizi özümüzle buluşmaktan alıkoymaktadır.

Burada hedef, enegramdaki bölünmelerin üstüne çıkabilmektir. Buradaki parçalı yapı, her niyet ve hareketimizle bölünmeye devam eder durur. Tüm yapıyı kapsayabilecek bir kavrayışa ve varlıkasal genişliğe erişebilirsek bu bizi enegram döngüsünün dışına taşıyabilir…

Dedik ya enegram kademe kademe kendini açan bir sistemdir diye, özetle şöyle diyebiliriz ki enegram varlığımızın, evrenimizle buluşma hikayesini içinde barındıran ve çıkış kapısını da bulmamıza yardım eden bir araçtır. Kendi üzerinde çalışmayla kendini mümkün kılar. Entellektüel olarak her bir detayını ezbere bilsek bile bize sırlarını vermez ne yazık ki çünkü bu, tam anlamıyla
yolun yolculuklarda öğrenildiği çalışmanın kendisidir.

Daha fazla bilgi için youtube.com/yukseksuur’a bakabilirsiniz.
Ayrıca facebook/yüksekşuurakademiden gönderilerimizi takip edebilirsiniz.
Tanışma için herkese açık Pazartesi konferanslarımız kapımızı sebepsiz yere çalmak için harika bir
fırsattır.
Uzaktan izlemek yerine çalışmanın bir parçası olmayı isterseniz de Akademiye bekleriz…

Kaynakça:
Gurdjieff ve Ouspensky Öğretisi üstüne Psikolojik Yorumlar, M. Nicoll
Ruhun Aynası Ennegram’a Yanısyan İnsan Manzaraları, H. Palmer
Youtube- Enegram Nedir, A. Cemal Gürsoy link: https://youtu.be/aI6A-rQc45s